Burası sadece bir yol değil.Burası Bodrum’un yapısal aklının, ya da ne yazık ki akılsızlığının merkez noktası.
Ortakent Kavşağı’ndan söz ediyorum.Bodrum’un merkezine, Yalıkavak’a, Gümüşlük’e, Turgutreis’e, hastaneye, alışveriş merkezine, devlet kurumlarına ve on binlerce insana giden yolların kesiştiği o tek düğümden…
Kentleşme bir tercih değil, zorunlulukla yönetilen bir süreçtirModern şehircilikte nüfusun artışı öngörülür. Hele ki Bodrum gibi yaz aylarında nüfusu birkaç katına çıkan bir turizm kentinde bu öngörü, şehir planlamasının temelidir. Yol, kavşak, ulaşım altyapısı, acil durum geçiş güzergâhları, kamu hizmetlerine erişim… Tüm bunlar bilimsel verilerle, sosyolojik analizlerle, trafik mühendisliği ilkeleriyle şekillendirilir.
Ama bizde nasıl yapıldığı ortada.
Bir kavşaktan fazlası: Bodrum’un yük merkeziOrtakent Kavşağı’na birkaç yönelim yazalım:— Acıbadem Hastanesi (SGK’lı hastalara da hizmet veren, en yoğun sağlık kurumu)— Midtown AVM (Bodrum’un en kalabalık alışveriş merkezi)— Metro Market (toptan alışverişin merkezi)— SGK Müdürlüğü— Tapu Müdürlüğü— İlçe Emniyet Müdürlüğü— Yeni açılan mini AVM ve yakında hizmete girecek ikinci büyük özel hastane…
Ve tüm bu noktalar sadece tek bir kavşaktan erişilebilir durumda.
Sadece kentli için değil, kamu düzeni ve acil sağlık hizmetleri için de bu alan kritik.
Ama peki nasıl bir çözümle karşı karşıyayız?
Kocaman bir göbek.Üzerine de “akıllı kavşak” etiketi yapıştırılmış.Oysa ne ışık var, ne yönlendirme.Trafik yoğunluğuna göre zamanlanmış bir sinyalizasyon sistemi bile yok.
Yeni yol, eski hatanın tekrarı: Yalıkavak karayoluYeni açılan Yalıkavak yolu tam bir mühendislik açığı.Yol var ama Acıbadem Hastanesi’ne bağlantısı yok.Ambulans yine dönüp dolaşıp Ortakent Kavşağı’ndan geçmek zorunda.Yani trafiğe takılmak, belki de bir hayatın riske atılması demek!
Bu nasıl bir planlama anlayışıdır?
Şehir plancıları bilir:Hastane yolları özel planlanır.Alternatif güzergâhlar, geniş dönüş noktaları, acil durum geçişleri, yönlü ayrımlar ve ışıklı kavşaklar bu tür kurumlara erişimde hayati önemdedir.
Bizdeyse kavşağın kapasitesinin çok üzerinde bir yüklenme var ama çözüm yok.
Artan nüfusa rağmen sabit kalan altyapıBodrum sadece yazlık bir belde değil artık.Yıl boyunca artan bir nüfus, ikinci konut sahipliği, iç göçle yerleşen yeni sakinler ve on binleri bulan turistik akış…
Bu gerçekliği görmeden yapılan her altyapı yatırımı, birkaç yıl içinde ya çöker ya kilitlenir.Ortakent Kavşağı da bunun somut örneği.
Bir vizyonsuzluk örneği değilse, o vakit bir ihmaller zinciridir.Ve bedelini ne yazık ki bizler ödüyoruz. Ambulans geçemiyor, insanlar yolda bekliyor.Bir yandan betonlaşmadan şikâyet ediyoruz, diğer yandan gelen nüfusa altyapı hazırlığı yapmıyoruz.
İleriye değil, geriye bakan bir sistemin içindeyizSahi, kaç belediye başkanı, kaç ilçe yöneticisi ya da Karayolları yetkilisi bu kavşağı sabah 10.00’da ya da akşam saat 17.00-19.00 sularında görme zahmetine girdi?Kaç uzman bir “trafik akış simülasyonu” yaptı?Kaç trafik mühendisi oradaki kaosu analiz etti?
Varsa yoksa geçici çözümler, geçici düzenlemeler…
Üst geçit bir işe yarar mı? Uzmanına sormak gerek. Arada bir uzman insanları, kent yönetimine sokmak gerek!.. “Her şeyi biz biliriz, yetki bizim, karar bizim” demeden önce, kentin geleceğini, insanların konforunu, güvenliğini, sağlığını düşünüp, akıl almaktan çekinmemek gerek!..
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin bu bölgeye üst geçit yapılması yönündeki açıklamaları, yıllardır süren suskunluğun ilk sesi gibi. Ama üst geçit pansuman tedavidir. Bunu ben bile biliyorum!
Asıl mesele sistemin baştan yanlış kurulmuş olmasıdır.
Yapılması gereken, o kavşağın “yonca yaprağı modeliyle” yeniden tasarlanmasıdır. Bodrum’un batı aksının, kamusal erişim haritasının yeniden çizilmesidir.Tüm şehir planı, kalıcı ulaşım çözümleriyle entegre bir biçimde elden geçirilmelidir.
Bu bir yol, bir köprü, bir kavşak çağrısı değil; bu, insan hayatını kurtaracak kadar zarif, çevreyi incitmeyecek kadar akıllı bir şehircilik çağrısıdır. Betonla değil, akılla çözülmeli bu karmaşa.
Kent hakkı halkın hakkıdırOrtakent Kavşağı bir trafik sorunu değildir.Bu bir planlama suçu, bir yönetim sorunu, bir yaşam hakkı ihlalidir.
