Bodrum’da gerçekleşen eylem ile sokak hayvanları ile ilgili yasanın yeniden gözden geçirilmesi istendi.
İşte Konu ile ilgili yapılan açıklama: Sevgili Bodrumlular, değerli basın mensupları
Bugün burada toplanan herkesle ben de öfkenin ötesinde bir duygudaşlıktayım.
Katliam yasası geçtiğimiz hafta “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adıyla makyajlanmış bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Tecrit ve katliamı bizlere “Medeni Batı Çözümü” olarak yutturulmaya çalışanların yasasının ne sokaktaki canlarımızın korunmasıyla ne de onlara daha güvenli bir yaşam sunmakla hiçbir ilgisinin olmadığı hepimizin tarafından biliniyor.
Bu ucube teklif bırakın bilimi, çağdaşlığı, en temel insanlık değerlerinin hiçbiri ile örtüşmeyen, sokakta yaşayan kedilerin ve köpeklerin toplanıp barınaklara kapatılarak kademeli olarak öldürülmelerini öngören bir tecrit ve katliam yasasıdır.
20 yıldır mevcut yasanın gereklerini yerine getirmeyen iktidar, şimdi bu yeni teklifle ülkemizi on yıllar öncesinin itlaf politikasına geri döndürüyor. Hayırsız ada faciasından beri defalarca denenmiş ve iflas etmiş toplama, tecrit ve katliam politikalarından medet umuyor..
Yasa teklifini hazırlayanların kameralar karşısında sırıtarak adeta aklımızla dalga geçerek kullandıkları “ötenazi” kelimesinin sözlük anlamı “yaşamından umut kesilen bir hastanın kendi isteği ile yaşamına bir hekim tarafından son verilmesi”dir. Planın aktörleri katliamı halk arasında yaygın olarak bilinmeyen kavramlarla süsleyerek katliamı meşru göstermeye çalışmaktadırlar.
Yönetemediği her şeyi yasaklayarak ve yok ederek idare etmeyi alışkanlık haline getiren saray rejimi, hayvan katliamı dışında hiçbir “çözüm” önerisine sahip olamadığını bu yasa tasarısı ile adeta itiraf ediyor.
Yine her zaman olduğu gibi hiçbir toplumsal uzlaşı aramaksızın sunulan bu yasa teklifi aslında saraylarından seslenenlerin görmezden gelmek istedikleri yoksullardan, emekçilerden, emeklilerden arındırılmış ağaçsız, hayvansız, çiçeksiz, ruhsuz, vicdansız mutsuz rant kentleri yaratma projelerinin de önemli bir adımıdır.
Esas soru nasıl bir kentte yaşamak istediğimizdir. . Esas sorun, barınamadığımız, nefes alamadığımız, yürüyemediğimiz, depremde, selde hiçbir güvenceye sahip olmadığımız bu şehirleri bizim için cehenneme çevirenlerdir.
Mücadelemiz çocuklarımızın tüm canlı türleri ile barışık, sokaklarında kedisiyle köpeğiyle sevgiyi ve şevkati büyütüp geliştirebildikleri bir kent yaşamını korumaya yöneliktir.
Bu katliam yasasının geçmemesi için mücadelemizi sürdüreceğiz, canlarımızı gerekirse sokak sokak, mahalle mahalle savunacağız.