Salı , Kasım 26 2024

Diplomalı üreticiler göç dalgasını tersine çeviriyor

Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Milas Süt Birliği Başkanı Ali İhsan Gezgin, Milas Süt Birliği’nin desteği ile hayvancılık yapmaya başlayan üniversite mezunu genç üreticilerin, aile işletmelerine sahip çıkarak köyden kente olan göç dalgasını tersine çevirdiklerini söyledi.

Bereketli topraklarıyla tarım ve hayvancılık kenti olan Milas’ta, toplam 80 mahallede 3 bin üyeye hizmet veren Milas Süt Birliği, üye odaklı çalışma ve yatırımlarıyla sektörün güvenli limanı olmaya devam ediyor.

Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Milas Süt Birliği Başkanı Ali İhsan Gezgin, Milas’ta aileleri hayvancılıkla uğraşan birçok üniversiteli gencin, okudukları alanlarda çalışmak yerine, Milas Süt Birliği’nin sunduğu destekle hayvancılığı ve tarımı seçtiğini anlattı.

Küçük aile işletmelerinin geleceği açısından “sigorta” görevi gören diplomalı genç üreticilerin, köyden kente olan göç dalgasını Milas ölçeğinde tersine çevirmeyi başardığını söyleyen Başkan Gezgin, “Birliğimizin ortaya koyduğu model, sürdürülebilir hayvancılık, kaliteli süt ve et üretimi açısından çok önemli. En önemli gelişmelerden birisi de Birliğimizin üyesine sunduğu hizmetle, alt yapı yatırımlarıyla, eğitimlerle artık hayvancılık bir meslek ve geçim alanı olarak, üniversite mezunu gençlerimizin dikkatini çekiyor. Bu durum örgütlü üretim yapan üyelerimizin, bilinçli bir tarım ve hayvancılık yaparak, herkese örnek olduğunu da gösteriyor. Türk tarımının ve hayvancılığının geleceği eğitimde ve gençler üreticilerde… Bu bilinçle hayvancılığa merakı olan üniversite mezunu gençleri, teşvik ediyoruz. Bu sayede birçok üniversite mezunu genç, Birliğimiz çatısı altında hayvancılılık yaparak, geçimini sağlıyor. Tüm üyelerimizin başarısı, bizleri gururlandırıyor.” dedi.

DİPLOMALI GENÇ ÜRETİCİLER GELECEĞE GÜVENLE BAKIYOR

Milas Süt Birliği’nin diplomalı genç üreticileri, aile işletmelerinin dününü, bugününü ve hayvancılık alanındaki hedeflerini anlattı.

2011 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde Arkeoloji Bölümü’nden mezun olan Mehmet Oruç, bir dönem okuduğu bölümle ilgili alanlarda çalıştıktan sonra ani bir kararla, Milas’a bağlı Çamovalı köyündeki aile işletmesinde hayvancılığa başlayan üreticilerden birisi…

Milas Süt Birliği’nin tavsiyesiyle hayvancılığa başladığını anlatan Oruç, geleceği tarım ve hayvancılıkta gördüğünü belirterek şunları kaydetti: “Mezun olduktan sonra 2011-2016 yılları arasında Türkiye’de farklı bölgelerde; Adana, Urfa, İstanbul gibi pek çok şehirde kazı alanlarında çalıştım. Düzenli bir yer ve gelir arayışları beni düşündürmeye başlamıştı. Tabi bizde baba mesleği hayvancılık… Milas Süt Birliği yöneticilerinin tavsiyesi ile 2016’da okuduğum bölümle ilgili kariyerimi bitirdim ve aile işletmemizde hayvancılık ve süt üretimi işine başladım. Şuan tek geçim kaynağı olarak hayvancılık yapıyorum.”

BABA OĞUL SIRT SIRTA VERDİ VE İŞLETME BÜYÜTTÜ

Hayvancılığa başladığında küçük bir işletmeleri olduğunu anlatan Oruç, babasıyla sırt sırta vererek aile işletmelerine sahip çıktıklarını, ahırlarını yenilediklerini söyledi. Geleneksel hayvancılıktan profesyonelliğe doğru bir gelişim kaydettiklerine dikkat çeken Oruç, “Milas Süt Birliği olduğu için ben ve ailem gibi birçok üretici de hayvancılıkta önünü görebiliyor. Sektördeki olumsuz dalgalanmalardan en az zararla etkileniyoruz. Birliğimiz sayesinde aldığımız eğitimlerle, profesyonel bir destekle üreticilik yapıyoruz. Birliğimiz ürettiğimiz kaliteli sütü en uygun fiyatla pazarlayıp, kaba yemlerimizi en uygun fiyatla temin ediyor. Yonca, silaj ve saman ihtiyaçlarımızın büyük çoğunluğunu kendimiz üreterek, işletmemizin karlılığını artırıyoruz.” diye konuştu.

Hedefinin aile işletmesini geliştirmek ve sürdürülebilir bir hayvancılık yapmak olduğunu söyleyen Oruç, “Kademe kademe hayvan sayısını artırarak, hayvan ırklarımızı değiştiriyoruz. Birliğimizin görüşleri ve desteği ile ilerleyen dönemde ari işletme belgesi için de başvurumuzu yapmayı planlıyoruz.  Tabi öncelikle et ve süt kalitesini, verimini artırmaya gayret ediyoruz. Ürettiğimiz sütün yağ ve protein oranını kriterlerin üzerinde tutmaya çalışıyoruz.”dedi.

29 yaşındaki Yusuf Ören de Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde 2 yıllık eğitimin ardından İnşaat Teknikerliği Bölümü’nden mezun oldu ve bir süre alanıyla ilgi işlerde çalıştı. İş yaşamındaki olumsuzluklar sebebiyle aile işletmesine sahip çıkmayı seçen Ören, Milas Süt Birliği ailesinin bir ferdi olarak üretim yapıyor.

MİLASLI SÜT ÜRETİCİLERİ BU GÜNLERE KOLAY GELMEDİ

“Birliğimizin sunduğu hizmetler, bizleri motive ediyor. Üreticiyi anlayan, derdimizle dertlenen, çözüm üreten, her şartta bizleri koruyan bir Birliğe sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Bu sayede hayvancılıkta geleceğe umutla bakıyoruz.” diyen Ören, ailesinin Milas Süt Birliği öncesindeki dönemde yaşadığı acı tecrübeyi şu sözlerle ifade etti: “Birliğimiz kurulmadan önce örgütlü bir üretim yoktu. A firması, B firması köyümüze gelirdi, sütümüzü alırdı yada keyfine göre almazdı. Sütler dökülürdü, süt ödemeleri 3 ay sonra olurdu. Süt paralarımızı alamazdık. Sütümüzün karşılığında kalitesiz yemleri almak zorunda bırakılırdık. Kısacası örgütlü bir üretim yapılmadığı için sütten para kazanılamıyordu. Bu dönemde hayvancılıktan ciddi kaçışlar oldu.  Ama Milas Süt Birliği, üyelerinden aldığı güçle ve başarılı yönetimle bu kötü durumu tersine çevirdi. Şuan benim gibi üniversitede bir bölüm okuyan, hatta bölümüyle ilgili iş bulan genç arkadaşlar bile tercihini hayvancılıktan, tarımdan yana kullanmaya başladı.”

“ATA MESLEĞİ HAYVANCILIĞI SÜRDÜRMENİN GURURUNU YAŞIYORUM”

Çocukluğunda sabahları erken saatlerde kalkarak ailesiyle birlikte hayvanlara baktığını ve ardından okuluna gittiğini anlatan Milas’a bağlı Dörttepe Mahallesi’nden 26 yaşındaki Gökhan Acar, 2016 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Milas Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra ata mesleği olan hayvancılığı seçti.

Hayvancılık ve tarımla iç içe büyüdüğünü söyleyen Acar,  “Aile büyüklerimizin birçoğu hayvancılıktan geliyor. Süt parasıyla geçindik, süt parasıyla okudum. Ama okuduğum bölümle ilgili bir iş yerine, daha çok sevdiğim bir iş olan hayvancılığı ailemle sürdürmeye karar verdim. Ailemin sürdürdüğü geleneksel hayvancılığı geliştirmenin gerekliliğini gördüm. Hayvancılığı çok daha bilinçli bir şekilde yapmak adına önemli girişimlerimiz var. Bu sektörün ve gıda üretiminin ne kadar önemli olduğunu Kovid-19 sürecinde herkes anladı. Onun için tarımın ve hayvancılığın her zaman devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Birliğimiz güvencesiyle üretmekten çok mutluyuz.” dedi.

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir