Perşembe , Kasım 21 2024

Denizli’de camide bulunan musalla taşı, bölgenin 5 bin yıllık tarihini gözler önüne serdi

Denizli’de 836 yıllık camide musalla taşı olarak kullanılan tarihi kalıntı, bölge tarihinin 5 bin yıl öncesine dayandığını ve Boğaziçi Mahallesi’nin eski adının Kaeto olduğunu ortaya çıkardı. Daha önce de kilise alınlığı olarak kullanılan taşın Kaeto halkı tarafından yapıldığı ve üzerinde 3 kişinin isminin bulunduğu belirlendi.

Denizli’nin Baklan ilçesine bağlı Boğaziçi Mahallesi’nin kültür ve geleneklerini yaşatmak için çalışmalar yapan Çalkebir Kültür Derneği, tarihi Boğaziçi Camii’nde yer alan musalla taşı üzerinde yazılar olduğunu fark edince durumu yetkililere bildirdi. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç’ın yazıları tercüme etmesinin ardından eskiden musalla taşının bulunduğu bölgenin kilise olduğu ve tarihinin 5 bin yıl öncesine dayandığı ortaya çıktı. Tarihi kalıntının yazılara göre Kaeto halkı tarafından yapıldığı ve taşta eski Anadolu kahramanlarından Sarpedon’un, tarihte varlığı ile ilgili bir bilgiye rastlanmayan bir kişinin ve İskenderiyeli Psikopos Athanasios’un isminin yazılı olduğu belirlendi. Yetkililer tarafından incelemelerin hala devam ettiği bildirildi.

“Köyün tarihi 5 bin yıldan da önceki dönemlere gidebiliyor”

Çalkebir Kültür Derneği Başkanı Ahmet Akbay, “Bizim köyümüzün tarihi çok eski. Zaten camimizde Selçuklu dönemi mimarisi var. Taşımız yüzyıllardır orada musalla taşı olarak değerlendiriliyordu. Geçen yıllarda üstünde yazı olduğunu gördük. Bu yazıyı biz nasıl okuruz diye düşündük ve araştırma içine girdik. Sağolsunlar Pamukkale Üniversitesi’nden Antik Çağ Tarihçisi Prof. Doktor Yusuf Kılıç hocamıza ulaştık. Onların da bizlere yardım ve araştırmaları ile bugün tarihi köyün geçmişini meydana çıkarttık. Köyün tarihi 5 bin yıldan da önceki dönemlere gidebiliyor. Köyde Tunç Çağı’na ait bir tane höyük var. Bu höyükte bugüne kadar arkeolojik bir çalışma yapılmadı. Burada bir çalışma yapılırsa hem Antik Çağ dönemi hem de Frigya dönemi, hatta biz şöyle düşünüyoruz belki Lüfer dönemi ile ilgili olan o vadinin bir yerinde geçmişe dair izlere rastlanabilir. Köyün tarihi eski. Biz köyümüzü kültür köyü yapmak istiyoruz ve köyümüzde daha keşfedilmemiş tarihi yapılar olduğunu düşünüyoruz. Onları araştırıp, gün yüzüne çıkartmak istiyoruz” dedi.

Prof. Dr. Yusuf Kılıç, daha önce de yerleşkenin çevresinde arkeolojik incelemeler yaptığını belirterek, “Baklan Boğaziçi bölgesinde önceden beri yaptığımız araştırmalarda bu bölgede Çalkebir ismi verilen bir höyüğün varlığını biliyoruz. Bu höyüğün üzerinde yaptığımız incelemelerde arkeolojik keşifler topladık. Arkeolojik keşifler höyüğün tarihini M.Ö. 3500 yıllarına kadar götürdü. Dolayısıyla Tunç döneminden itibaren iskan görmüş bir höyük. Bu höyüğe dayalı olarak biz artık köyün çevresinde tarihinin M.Ö. 5000 yıl öncesinde başladığını biliyoruz. Ancak musalla taşına gelince milattan sonra 5. yüzyıla ait bir yapı taşı. Hatta musalla taşını ilk gördüğümde bunun bir kilise alanı olduğunu düşünmüştüm” dedi.

“Bu eser Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir”

Musalla taşının alt kısmında 2 satır bir yazı olduğu belirten Prof. Dr. Kılıç, “Taşın üst tarafı düz olduğu için musalla taşı olarak kullanmışlar. Alt tarafında ise iki satır yazı var. Bu taşı ters çevirip üzerindeki iki satır Grekçe yazıyı tercüme ettiğimizde şöyle bir sonuca vardık; üst satırında ’Bu bina Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir’. Yani kilise, o dönemde bugünkü ismi Boğaziçi yerleşkesi olan yer Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir. Alt satırlarında daha ilginç bir şey bulduk. 3 şahıs ismi geçmektedir. Bunlardan bir tanesi eski Anadolu kahramanlarından Sarpedon’un ismini bulduk. İkinci isim ise tam bulamadık, yani tarihteki varlığı ile ilgili bir bilgiye rastlamadık ama üçüncü isim daha da kıymetliydi, İskenderiyeli Psikopos Athanasios’un ismiydi” ifadelerini kullandı.

“Biz bunu okuduğumuzda buranın artık bir eski kilise yapısı olduğunu söyleyebiliriz”

Yapının eskiden bir kilise olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, “Biz bunu okuduğumuzda buranın artık bir eski kilise yapısı olduğunu ve zamanla Türkler bölgeye geldiklerinde kendi inançlarına göre bunu kendi tapınak şekline çevirdiklerini net bir şekilde ortaya koymuş bulunuyoruz. Hatta bu tür bir buluştan sonra özellikle yöre halkının ve ÇalKebir derneğinin yetkililerinin bana gönderdiği bir resim vardı. Burası cami olarak restore edilmeden önce buradaki bir dikmenin temelinde eski bir kilise yapısının bir taşı var ve üzerindeki haç işareti net bir şekilde ortada. Bu haç işaretinin anlamı baktığımız zamanda yine Mısır’daki haç işaretine benzer özellikler taşıdığını net bir şekilde söyleyebiliriz” dedi.

“Buranın eski adının Kaeto olduğu ve Hristiyan bir toplumun yaşadığını söyleyebiliriz”

Bölgede eskiden Hristiyan bir toplumun yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Kılıç, “Bütün bunlardan sonra artık Boğaziçi yerleşiminin şu ana kadarki en eski adının Kaeto olduğunu ve burada bir Hristiyan toplumun yaşadığını söyleyebiliriz. Bu toplumun Grekçe konuştuğunu ve buradaki kilisenin tarihinin de milattan sonra 5. yüzyılda başlamış olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Yerleşkenin tarihi 500 yılından başlamak üzere buradaki kilisenin yapılış tarihi M.S. 5. yüzyıl, yani bin 500 yılı geçkin bir tarihin olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir