14 binden fazla takipçisi bulunan Instagram hesabından yaptığı paylaşımda deniz biyologu ve belgeselci Mert Gökalp, Bodrum’da son 40 yılda yaşanan turizm ve yapılaşma krizini adım adım özetlerken, örnek olarak gösterdiği Fransa’nın Côte d’Azur kıyı yönetimiyle dikkat çekici bir karşılaştırma yaptı. Paylaşım kısa sürede büyük ilgi görürken, Gökalp’in anlattığı sistemli koruma uygulamaları “neden bizde yok?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
“Bakın size Kafferath’tan bir şey göstermek istiyorum”Gökalp, Nice yakınlarındaki Kafferath Koyu’ndan yaptığı videolu paylaşımda şunları söyledi:
“Burası Rothschild’ın da villalarının bulunduğu ultra zenginlerin yaşadığı bir bölge. Herkesin yatı var ama marina kapasitesi sınırlı. Ne yapıyorlar? Koyda tonoz sistemiyle akıllı şamandıralar yerleştiriliyor. Denizin altına beton dökmeden, çevreye zarar vermeyen bağlantı sistemleriyle tekneler bağlanıyor. İnsanların yüzdüğü alan ayrılmış, güvenli. Her şey planlı, düzenli, sürdürülebilir. İşte fark burada.”Bodrum’da 40 yıllık kronikleşmiş krizGökalp paylaşımının devamında, Bodrum’da 1980’lerden bu yana yaşanan hukuksuz turizm gelişimini şu başlıklarla özetledi:
1980’ler: Süngerciliğin sona ermesiyle birlikte basit oteller ve gulet turizmi başladı.1990’lar: 100 ila 500 konutluk kooperatif siteler (örneğin Bankevler) kıyıları sardı.2000’ler: Güvercinlik Körfezi’ndeki balık çiftlikleri-otel çatışması büyüdü, ardından resortlar geldi.Yangınlar sonrası ormanlık alanlarda mega tesisler (Titanic, Lujo, La Blanche) yükseldi.Marinalar ve çevreleri yapılaşmaya açıldı ( Turgutreis 2004, Yalıkavak 2012).Beach club istilası: Sahiller halktan koparıldı.Mandalina bahçeleri, tarım arazileri, arkeolojik ve doğal sit alanları imara açıldı (Aspat, Cennet Koyu örnekleri).
“Çözüm var ama uygulanmıyor”Gökalp, Fransa’daki örneklerin Türkiye kıyılarında da rahatlıkla uygulanabileceğini ancak bunun için planlama disiplini, çevre hukuku ve siyasi irade gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Bodrum’da her koy, her plaj, her tarım alanı bir sonraki ‘proje’ için göz dikilmiş durumda. Fransa’da sistem var, burada ise rant yarışı… Oysa çözüm gözümüzün önünde.”Kıyıların sahibi halktırGökalp’in paylaşımı çevre örgütlerinden, yurttaşlardan ve meslek odalarından da geniş yankı buldu. “Bodrum’un betonla boğulmasına dur demek için artık herkesin birlikte hareket etmesi gerekiyor” denilen yorumlarda, “akıllı kıyı yönetimi”, “tonoz sistemi”, “şamandıra uygulamaları” gibi somut önerilere daha fazla yer verilmesi gerektiği vurgulandı.