Sanat ve Sürdürülebilirlik BuluştuYüce Auto, Škoda Auto’nun sürdürülebilirlik vizyonunu sanat ve toplumsal fayda ekseninde anlattığı etkileyici bir projeye imza attı. Bodrum Caja By Maxx Royal’de Projehane çatısı altında, Bilge Kuru ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte, tamamen elektrikli Elroq modelinden ilham alan sanat eseri büyük ilgi gördü.
Sanatçı Mustafa Tuğrul’un, ömrünü tamamlamış Škoda parçalarıyla tasarladığı “Flamingo Sürüsü” adlı metal heykel, Škoda’nın çevreci vizyonunu güçlü bir metaforla ortaya koydu.
130 Yıllık Marka Yeni YüzüyleŠkoda’nın 130. yılına özel olarak tasarlanan yeni logosu da çevreci bir bakış açısıyla yeniden yorumlandı. Sanatçı Deniz Sağdıç’ın, eski broşür ve bayraklardan ürettiği beş farklı sanat eseri ise Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde sergilenmeye başlandı.
Kadın Girişimciler İlham VerdiEtkinlikte, Škoda’nın “Toplumu Güçlendir” vizyonu doğrultusunda, sürdürülebilir üretim yapan kadın girişimciler de yer aldı. Rize’den çay üreticisi Aytül Turan, atık kumaşlardan el yapımı çanta üreten Burcu İlhan (Kabuk Stüdyo) ve doğal malzemelerle sürdürülebilir çiçek tasarımları yapan Sibel Gürcüoğlu (Cocodema), projeye değer katan isimler oldu.
Yeni Škoda Elroq: Sürüşte Yeni DönemEtkinlikte öne çıkan Elroq modeli, Škoda’nın tamamen elektrikli geleceğine işaret ediyor. Türkiye’de 63 kWh batarya kapasitesiyle satışa sunulan Elroq 60, 543 km’ye varan menzili ve 150 kW (204 PS) gücüyle verimlilik ve performansı bir arada sunuyor.
165 kW DC hızlı şarj desteği sayesinde, bataryasını %10’dan %80’e sadece 24 dakikada doldurabiliyor.
İç tasarımda sürdürülebilirlik vurgusu dikkat çekiyor. Koltuk ve yüzey döşemelerinde PET şişelerden üretilen RecyTitan kumaşlar, ECONYL ipliklerden oluşan TechnoFil kumaşlarla birleşerek çevre dostu bir iç mekân yaratıyor.
Yeni Enyaq Ailesiyle Daha Fazla SeçenekŠkoda’nın tamamen elektrikli Enyaq ailesi ise SUV ve Coupé gövde tipleriyle sunuluyor. 150 kW (204 PS) ile 210 kW (285 PS) arasında değişen motor seçenekleri, 63 ve 82 kWh olmak üzere iki batarya kapasitesiyle farklı ihtiyaçlara hitap ediyor.
Enyaq Coupé 85x modeli, 4×4 sürüş sistemi, 210 kW güç ve 545 Nm torkuyla performansı üst seviyeye taşırken; %75 geri dönüştürülmüş ECONYL ipliklerden oluşan Lodge Design iç tasarımıyla sürdürülebilirlik iddiasını güçlendiriyor.
Geri Dönüşümden GeleceğeSanatı, çevre bilincini ve kadın emeğini bir araya getiren bu özel etkinlik, Škoda’nın sürdürülebilirlik vizyonunu yalnızca otomotiv değil, toplumsal gelişim açısından da bütünsel bir yaklaşımla hayata geçirdi.
Bodrum’da Sanat ve Sürdürülebilirlik Bir Araya Geldi: Škoda’dan Anlamlı Proje
Van Gölü sahilleri Ege’yi aratmıyor
Ege kıyılarını aratmayan Adilcevaz sahili, doğa ve huzur arayanların yeni gözdesi haline geldi. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Van Gölü kıyılarında hareketlilik artarken, özellikle Adilcevaz ilçesi eşsiz doğasıyla dikkat çekiyor.
Turkuaz renkteki suyu, uzun kumsalları ve dağlarla çevrili manzarasıyla Adilcevaz sahili, ziyaretçilerine adeta Ege sahillerini andıran bir tatil deneyimi sunuyor.
Deniz yerine göl suyunda yüzmek isteyenler için ideal bir alternatif sunan Van Gölü, tuzlu ve sodalı yapısıyla biliniyor. Bu özellikleri sayesinde cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenen göl suyu, özellikle yerli turistlerin ilgisini çekiyor.
Adilcevaz sahiline gelen ziyaretçilerden Özcan Tuzun, bölgenin temizliği, sakinliği ve doğal dokusundan memnun olduğunu belirterek, “Ege’ye gitmeden Ege tatili yapıyoruz. Göl kenarında deniz havası almak, güneşlenmek ve yüzmek harika bir his. Üstelik fiyatlar da oldukça uygun” ifadelerini kullandı
Şövalye Adası… Fethiye Körfezi’nde eşsiz bir kaçış noktası
Muğla’nın göz kamaştıran doğasına yeni bir bakış sunmak isteyenler için Fethiye açıklarında sizi başka bir dünya bekliyor: Şövalye Adası.
Fethiye Körfezi’nin hemen girişinde, karadan ulaşımı olmayan bu özel ada, ince ve uzun yapısıyla körfezin ağzını adeta bir kapı gibi kapatıyor ve içerideki suları daha sakin, daha korunaklı hale getiriyor. Yerli halk arasında “Fethiye Adası” ya da “Megri Adası” olarak da bilinen bu eşsiz yer, Fethiye Körfezi’ndeki yerleşime açık tek ada olma özelliğiyle dikkat çekiyor.
Rodos Şövalyelerinden Günümüze: Bir Tarih Kitabı GibiŞövalye Adası’nın ismi, Orta Çağ’da bölgede etkin olan Rodos Şövalyelerinden geliyor. 15. yüzyılda adaya bir kale inşa eden şövalyeler, bu küçük adayı uzun yıllar üs olarak kullandılar. Bugün adada dolaşırken, bu kalenin surlarına ve o dönemde kullanılan sarnıçların kalıntılarına rastlamak mümkün.
Ancak ada tarihi yalnızca Şövalyelerle sınırlı değil. Likyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar gibi birçok medeniyet, bu stratejik noktayı hem askeri hem de ticari bir merkez olarak değerlendirmiş. Bu yüzden Şövalye Adası, sadece bir tatil noktası değil, adeta açık hava müzesi niteliğinde.
Suyun İçinde Sessizlik, Kıyılarda HayatGünümüzde Şövalye Adası, sessizlik arayanların kaçış noktası. Motorlu taşıtların olmadığı bu adada hayat; yürüyerek, bisikletle veya teknelerle akıyor. Sahil boyunca sıralanmış birkaç butik otel ve restoran dışında yapılaşma yok denecek kadar az.
Ada çevresinde şnorkelle yüzme deneyimi ise bambaşka: berrak suyun altında eski amforalar, batık duvarlar ve zengin deniz canlıları sizi bekliyor. Tekneyle adaya yaklaşırken bile suyun altındaki yaşamı izleyebiliyorsunuz.
Lezzet ve Gün Batımı: Ada Ruhunun ParçasıAda restoranlarında, Ege’nin taze balıkları, zeytinyağlı mezeler ve yerel otlarla hazırlanan yemekler sunuluyor. Günübatımında bu sofralarda oturmak, adada geçireceğiniz zamanın en unutulmaz anlarından biri olacak.
Adada Yaşamak Mümkün mü?“Böyle bir yerde yaşamayı kim istemez ki?” diye sorduracak kadar güzel olan bu ada, küçük bir yerleşim topluluğuna ev sahipliği yapıyor. Yaz-kış burada yaşayan az sayıda kişi, doğayla iç içe sade bir hayat sürdürüyor. Doğanın ritmine göre şekillenen ada yaşamı, modern hayatın telaşından uzak, sakinlik arayanlara ilham veriyor.
Tatilciler İçin Mini Rehber:Konum: Fethiye Körfezi, MuğlaUlaşım: Fethiye’den teknelerle yaklaşık 15 dakikalık yolculukGörmeden dönmeyin: Kale kalıntıları, sarnıçlar, mozaik izleriAktivite: Şnorkelle dalış, fotoğrafçılık, deniz yürüyüşleriTavsiyemiz: Gün batımında balık + Ege mezesi ikilisi
Fethiye’yi ziyaret edenlerin çoğu Ölüdeniz, Saklıkent veya Kayaköy gibi popüler rotaları tercih ederken, Şövalye Adası gizli bir cevher gibi sessizliğini koruyor. Hem bir tarih yolculuğu, hem de ruhu dinlendiren bir deniz kaçamağı arıyorsanız, bu ada sizin için biçilmiş kaftan.
Kaynak: X Bodrum Haber
Ünlü sanatçının menajeri CHP’li belediyeleri Özgür Özel’e şikayet etti
CHP’li Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Serinhisar Belediyesi tarafından organize edilen 27. Yatağan Bıçakçılık Festivali ve Kefe Yaylası Şenlikleri, tıpkı geçtiğimiz aylarda iptal edilen Rus Kızılordu Korosu konseri gibi sanatçılarla yaşanan yeni bir krize sahne oldu. Konsere saatler kala etkili olan yağış sebebiyle Gülden Arslan’ın konseri iptal edildi. Günübirlik program için Denizli’ye gelen sanatçı ve ekibi, iptalin ardından organizatör tarafından tehdit edildiklerini öne sürdü. Sorumluluklarını yerine getirmelerine rağmen ücretlerini alamadıklarını, oteldeki masrafları dahi kendileri ödemek zorunda kaldıklarını anlatan ekip, kendilerini mağdur eden CHP’li iki belediyeyi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e şikayet etti.
“Denizli’den kovulduk”
Çok büyük bir mağduriyet yaşadıklarını ifade eden sanatçı Gülden Arslan’ın koordinatörü İzzet Başlak, gece yarısı olmasına rağmen otelden çıkamadıklarını ifade ederek, “Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Serinhisar Belediyesi tarafından düzenlenen festivalin organizasyonu O.T.Ü.’ye verilmiş. Biz Gülden hanımın 18 Temmuz’da Kefe Yaylası’ndaki festivalde sahne alması için Denizli’ye geldik. Gülden Hanım ve bütün ekibimizle birlikte halen oteldeyiz. Sabah 06.35 uçağıyla Denizli’ye gelip otele giriş yaptık, şuan saat gece 01.00’e geliyor ve biz halen oteldeyiz. Organizasyon firması, alanda yağmura karşı hiçbir önlem almamış. Serinhisar Belediye Başkanı Osman Kılıç ve belediye başkanının yanındayken sahnede mikrofonla konuşmaya başlayan O.T.Ü., bize tehditler savurmaya başladı. ‘Ben size 5 kuruş vermem, sahneye çıkmayan sanatçının zararını ve hiçbir şeyini karışlamam. Ne haliniz varsa görün’ demeye başladı. Ondan sonra işi daha da ileriye götürerek, ‘Siz neredesiniz. Kaldığınız otele geliyorum. Gelince size şöyle böyle yapacağım’ diye tehditler savurmaya başladı” dedi.
“Kendileri ödemeyecekse yiyecek içecek vermeyin”
Sorumluluklarını yerine getirmelerine rağmen ücretlerini alamadıklarını hatta oteldeki masraflarını dahi ödemek zorunda bırakıldıklarını öne süren Başlak, “Biz buraya kadar geldik, üzerimize düşen her şeyi yaptık. Üstüne tehdit ediliyoruz, Denizli’den kovulmaya çalışılıyoruz. ‘Bir şekilde buradan gitsinler de, ne şekilde giderlerse gitsinler’ şeklinde bir muameleyle karşı karşıyayız. Az önce Gülden Hanımın karnı açıktı ve bir tane çorba istedi. Çalışanlardan, ‘Organizatör bize telefon etti, onların yediği içtiği hiçbir şeyi ödemiyorum. Kendileri ödüyorsa verin, onun haricinde yiyecek içecek bir şey vermeyin’ şeklinde cevap aldık. Şuan bizi otelden havaalanına götürmesi için tahsis edilmiş aracı dahi iptal etmeye çalışıyorlar. Geldiğimiz nokta bu” şeklinde konuştu.
CHP’li belediyeleri Genel Başkan Özel’e şikayet etti
“Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Serinhisar Belediyesi sorunu çözmeye çalıştıklarını söylüyorlar ama aslında bir şekilde işin içerisinden sıyrılmaya bakıyorlar” diyen Başlak, CHP Genel Başkanı Özel’e şu sözlerle seslendi:
“Bu iki belediye de CHP’li belediye oldukları için ben buradan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sesleniyorum. Sayın Özel, şu an 2 tane CHP’li belediyeniz, bir organizatörle anlaşmış durumda. Bizi aslında buraya getirip misafir olarak ağırlamaları gerekirken, şu anda bizi aklınızın alamayacağı kadar mağdur etmiş ve üzerine tehditler savuran bir organizatöre karşı yalnız bırakmış durumdalar. Şu ana kadar ne Denizli Büyükşehir Belediyesinden ne Serinhisar Belediyesinden ne de organizasyondan hiçbir kimse gelip ‘siz sabahtan beri buradasınız, bir ihtiyacınız var mı’ diyerek sormadı. Saatlerdir buradayız ve bir şekilde zorlamayla tehditlerle buradan gönderilmeye çalışılıyoruz. Sayın Özel, iki tane CHP’li belediye, bu organizatörü bizim başımıza bela etmişken siz ne yapmayı düşünüyorsunuz? Eğer bir şey yapacak iseniz, derhal yapmanızı rica ederim.”
Behruz Kuul’un “Köken” sergisi Dibeklihan’da açıldı… Aidiyet ve belleğe sanatsal yolculuk
Ünlü sanatçı Behruz Kuul, “Köken” adını verdiği kişisel sergisiyle Bodrum’un kültür sanat yaşamına yeni bir soluk getirdi. 18 Temmuz Cuma günü Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü’nün Yıldız Kenter Galerisi’nde açılan sergi, sanatseverlerden büyük ilgi gördü.
Sanat, kültür ve iş dünyasından pek çok ismin katıldığı açılışta, Behruz Kuul’un belleğinde yer eden kültürel, bireysel ve coğrafi izleri günümüz estetik anlayışıyla harmanladığı eserleri izleyiciyle buluştu.
Aidiyet, Göç, Kimlik ve Hafıza Temaları Öne ÇıkıyorSergide yer alan eserler; aidiyet, hafıza, göç, kimlik ve coğrafya gibi evrensel temaları, soyut ve figüratif anlatım biçimleriyle ele alıyor. Kuul’un yoğun doku ve özgün renk paletiyle ürettiği tablolar, sanatçının kişisel yolculuğu ile insanlığın ortak hafızası arasında kurduğu duygusal ve düşünsel bağları yansıtıyor.
Her bir eser, izleyiciye kendi “köken” kavramına dair yeni bir bakış açısı sunarken, içsel bir arayışın izini sürüyor. Kuul’un anlatım dili, şiirsel bir üslupla bireysel ve kolektif hafıza arasında bir köprü kuruyor.
Dibeklihan’dan Sanatseverlere DavetDibeklihan yetkilileri açılış konuşmalarında, Behruz Kuul’un eserlerinin bölgenin kültürel dokusuyla kurduğu bağa dikkat çekti. Sergi, sadece sanat izlemekle kalmayıp, izleyiciyi kendi geçmişine ve aidiyet duygusuna da yolculuğa çıkarıyor.
Ziyaret Bilgileri ve DetaylarBehruz Kuul’un “Köken” sergisi, 1 Ağustos 2025 tarihine kadar Yıldız Kenter Galerisi’nde ziyaret edilebilir. Sergi her gün 10:00 – 20:00 saatleri arasında açık olacak. Giriş ücretsiz.
Sergi Yeri: Yıldız Kenter Galerisi, Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü – BodrumSergi Tarihi: 18 Temmuz – 1 Ağustos 2025Ziyaret Saatleri: Her gün 10:00 – 20:00Sosyal Medya: @dibeklihanWeb: www.dibeklihan.com