Pazartesi , Kasım 25 2024

Kent Konseyinden Forum Açıklaması

Bodrum Kent Konseyi ve Muğla Çevre Platformu Bodrum Belediyesinin Destekleriyle gerçekleştirilen Global Turizm Forumu ile ilgili eleştirel açıklamalar yayımladılar.

Muğla Çevre Platformu Bodrum Meclisi tarafından yayınlanan açıklama şöyle:

10-12 Haziran’da Bodrum Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Global Turizm Forum adlı buluşmayı hayretler içinde karşıladık.

Billboardlarda boy boy yapılan duyurularında, ne kadar kent suçu işleyen firma varsa, Bodrum’da doğal ve tarihsel değerlere en çok hangi firmalar zarar veriyorsa bunlar sponsor olarak gözükmekteydi.

Haliyle bu buluşmadan kentimiz adına hayırlı bir takım sonuçlar beklemiyorduk ama şahit olduklarımız utanç vericiydi.

İki yıla yaklaşan pandemi döneminde ülkenin her yerinde olduğu gibi Bodrum’da da küçük esnaf, küçük işletmeler en fazla zarar görenler olduğu halde, bu forum yoluyla dev zincir oteller, kuruluşlar Bodrum’a yatırıma davet edildi. Biz Bodrum’da insanımızı böyle mi koruyacağız? Bodrum’un doğasını, tarihi değerlerini daha da ve dev yatırımcılar çağırarak mı koruyacağız?

Yerelde, hali hazırda ve yeterli olanı tanıtmak varken, ‘turizm dev’lerini daha da çağırmak nasıl bir mantıktır? İthal akıl değil yerel ortak akıl ile hareket edilmelidir. Bu toplantıda yerel ortak akıl yok sayılmıştır. Kapitalist sistemin, insanı, doğayı, ortak değerleri en ağır şekilde ezen neoliberal ekonomik sistemin yeni moda terimi “glokalizasyon” ile sanki yerelle global barış içinde kucaklaşacakmış gibi bir algı sunulmuştur. Glokalizasyon, tüm dünyada ekolojik, ekonomik, sosyolojik pek çok açıdan en derin uçurumları yaratan globalleşme kavramının, şirinleştirilmesinden başka bir şey değildir. Dünyadaki pratikleri de bunu göstermektedir. Bodrum için böyle bir vizyon önermek, Bodrum’un her tür değerinin daha da yok olmasına izin vermek olacaktır. Biz buradayız ve buna göz yummayacağız.

Bodrum zaten boğazına kadar, ‘yatırım’ adı altında talan ve rant projeleri ile mücadele eder, hayatta kalmaya çalışırken, bu forum içinde “pandemi sonrası lüks turizmin geleceği” konuşuldu. Üstelik dev otelleri, taş ocakları vs ile Bodrum’a en çok zarar veren firmalarla. Soruyoruz, kim kime sponsor olmaktadır? Yerel yönetim bu firmalarla böyle bir buluşma düzenleyerek verdikleri tüm zararı meşrulaştırmış olmamakta mıdır?

Aslında bu sorunun yanıtı da buluşmanın üçüncü gününde, Aspat’ta yapılan açılış ile verilmiştir. Doğaya ve tarihsel değerlere verdiği zarar Bodrum kamuoyunun ve oraya katılan herkesin yıllardır malumu iken, mahkemelerin durdurma kararları hiçe sayılarak inşaatı devam etmiş ve yakın zamanda da yine bir durdurma kararı gelmişken, kıyı yapısı, antik liman ağır tahrip edilmişken ve bunu oradaki herkes de çok çok iyi biliyorken, yüzlerde en ufak bir kızarma olmadan, “Bodrum’a çok yakışan bir proje” denilerek açılışı yapılmıştır. Diyecek söz bulamıyoruz.

İki tarafta birden olamazsınız. Ya korumadan yanasınızdır ya da yıkım ve talandan. Kıyıları, doğal alanlarını, ortak yaşam alanlarımızı, hali hazırdaki hükümetle de işbirliği içinde, onların açık ve örtük desteklerini alarak gasp eden firmalarla yol yürüme niyeti ortaya koyarak korumadan yana olamazsınız. Ama yine de soracağız. Hangi taraftasınız?

 

Kent Konseyi tarafından yayınlanan açıklama şöyle:

10-12 Haziran 2021 tarihleri arasında Bodrum Belediye Başkanlığının ev sahipliğinde

turizm sektörü liderlerinin bir araya geldiği ”Global Tourism Forum – Bodrum Summit” toplantısı için Bodrum Kent Konseyi olarak öncelikle davet almadık. 11.06.2021 tarihinde GT forumunda sözümüz olduğunu fakat davet almadığımız eleştirilerimizi Bodrum Belediye Başkanlığına ilettik. Bunun üzerine foruma katılımımız için aynı gün davetiye iletildi. Ancak,  Bodrum Kent Konseyi olarak  ‘sözümüzü’ iletmek için katılmak isteğimizde ısrarcı olduk.  Forum boyunca talebimizi tekrar tekrar ileterek bekledik. Ancak yanıt alamadık.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yerel yönetim tarafından düzenlendiği belirtilen bu organizasyonda, dünya ve Türkiye’de çok önemli bir Turizm kenti olan Bodrum’da, turizm adı altında doğayı, tarihi, kültürü, kent yaşamını, yaşam alanlarımızı yok eden, baskılayan plan proje uygulamalar ve politikalarla karşı karşıya olduğumuz bu süreçte Bodrum ve Turizm adına sözümüzün bu forumda da taraflara ulaşmasını istediğimiz için konuşmayı istemiştik.

 

Ancak, Rio konferansı ve YG 21  de altı çizilen ve sonrasında yapılan tüm toplantılarda da uygulaması geliştirilen “toplumsal uzlaşma olmadan sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılamaz” ve “küresel ortaklık” prensiplerine rağmen merkezi ve yerel yönetim organizasyonundaki bu forumda söz hakkımız kullandırılmadı.

 

Biz de sözümüzü burada aktarıyoruz.

 

5 haziran Dünya Çevre Günü’ydü..

Stockholm deklarasyonu 1. Maddesinde “İnsanın; hürriyet, eşitlik ve yeterli yaşam koşulları sağlayan onurlu ve refah içinde bir çevrede yaşamak temel hakkıdır. İnsanın bugünkü ve gelecek nesiller için çevreyi korumak ve geliştirmek için ciddi bir sorumluluğu vardır” olarak belirtilmiştir.

Biz insanlar dünyadaki canlı nüfusunun yaklaşık binde biriyiz. Ama dünyadaki tüm canlı ve cansız yaşamının kaderini belirliyoruz. Yapılan araştırmalara göre bugüne kadar dünyadaki hayvanların %83, bitkilerin ise % 50 sinin yok olmasına neden olmuşuz. Ekonomik büyümeyi merkezine alan , doğayı, ekosistemi umarsızca tüketerek kullanan politikalar ile İklim krizini yarattık ve her geçen gün ağırlaşan sonuçlarını yaşıyoruz. Mevsimler olumsuz yönde değişiyor, tarım alanları, ormanlar yok oluyor, kuraklık yanında temiz su kaynakları kirleniyor, ekosistem tahrip oluyor, canlı türleri yok oluyor, çevre geri dönülmez şekilde kirleniyor ,yok oluyor. Bunlar sonucu göç, yoksulluk, kıtlıkla ve savaşlarla ve tabi ki eşitsizlikle karşı karşıyız.

Yakın zamanda Avustralya’dan bilim insanlarının yayımladığı bir çalışma, dünya genelinde turizm sektörünün küresel seragazı emisyonlarının %8’inden sorumlu olduğunu ispatladı.

Öte yandan iklim değişikliği de turizmi olumsuz etkiliyor. Fırtına, kasırga ve aşırı hava olaylarının artma­sı, bunlardan etkilenen bölgelerde tu­rizmin zarar görmesine neden oluyor.

İklim krizi ve çoklu yaşamsal sonuçları , pandemi ile içinden geçtiğimiz bu kriz zamanında Turizm sektörünün yatırımı , ekonomik büyümeyi ve ekonomik sürdürülebilirliği  konuşurken Stockholm deklarasyonunda belirtildiği gibi sektör sorumluluğunun farkındalığıyla, sürdürülebilir yaşamı merkezine almış , ürettiği sera gazı emisyonunu azaltmayı hedefine koymuş eylem ve politikalarıyla yeni bir Turizmi tartışması, tanımlaması , planlaması gerekiyor. Çünkü yaşadığımız iklim değişikliği, seller, fırtınalar, susuzluk, kıtlık, pandemi süreci de göstermiştir ki doğaya yapılan her kötülük bizlere geri dönmektedir. Tabi ki her alanda olduğu gibi yatırımın, planlamanın her alanında  YG21 kapsamında yerelin katılımı, ortaklığı, sözü ile bu süreçlerin ilerlemesi gerekiyor.

Bodrum da elbette bu süreçlerden değişen  iklim koşulları ile , ekonomik büyümeyi  merkezine koymuş yatırımlar sonucu doğanın geri dönülemez tahribatı ile, yok olan tarih, kültürel, kentsel değerler ile payına düşeni almaktadır. Yanlış yatırımlar over turizm tehdidini de yaratmıştır.

Bu sebeple; Bodrum Kent Konseyi olarak sadece ekonomik kalkınma, büyüme hırsı ve ekonomik sürdürülebilirliği esas alan talan ve sömürü politikalarıyla, doğayı tüketecek , yaşam alanlarımızı yok edecek Turizm yatırımlarının karşısındayız.

İkinci yılına girdiğimiz pandemi sürecinden istihdam, gelir olarak olumsuz etkilenen turizm sektörünün bu forumda sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir yaşam merkezli tüm etkileşimlerin konuşulmasını, tartışılmasını bekliyorduk.

Ama iki gün olarak ilan edilen oturumlara rağmen tek gün süren forumda bunlar konuşulmadı. Konuşmak isteyen yerele de söz verilmedi.

12 haziran cumartesi günü ise forum kapsamında ilan edilen dışında yürütülen programda  izlediklerimiz canımızı sıktı, vicdanımızı yaraladı ve bizleri kızdırdı.

Forum katılımcıları hep birlikte  Aspat koyunda bulunan Ant Yapı tarafından yapımı sürdürülen Anthaven projesi içinde yer alan Radisson Collection Hotel’in açılışını yaptılar.

Bu projenin doğal ve arkeolojik sit alanlarında , kıyıda, azmak, flora ve faunada yaratacağı tahribat ve olumsuzluklar sebebiyle ileri sürülen itirazlara rağmen Muğla Valiliği 21.06.2018 tarihinde ÇED gerekli değildir kararı verdi. Bu ÇED gerekli değildir kararının iptali için TMMOB Bodrum İKK tarafından dava açıldı. Dava sonucunda ÇED gerekli değildir kararı iptal edildi. TMMOB Bodrum yöneticisi arkadaşlarımız bugün burada olamadılar ama dava süreciyle ilgili detaylı bilgilendirmeyi en kısa sürede yapacaklarını  ilettiler.

Dava dosyasındaki bilirkişi ve ek bilirkişi raporlarından bazı başlıkları aktarmak istiyoruz;

  • Proje Tanıtım Dosyasında ( PTD) bulunmamakla birlikte basına lanse edilen projesinde binalar arası kanallar yapılacağı, yani ptd dosyası ile fiili uygulamalar arasında fark var,
  • Alanın bir tatlı tuzlu su azmak habitatı olduğu ve bu habitat tipinin AB habitat sınıflama sistemi Natura 2000 e göre korumada öncelikli habitatlar arasında yer aldığı,
  • Ayrıca alanın Bodrum yarımadasında bulunan iki önemli doğa alanından birinde yer aldığı,
  • Ancak PTD floristik anlamda eksik olduğu, flora bakımından pek çok türün listede bulunmadığı
  • Dava konusu alanın kuzeyinde bulunan fayın depremsellik ve aktiflik açısından incelenmesi gerektiği, yüksek kotlardan kaya yuvarlanmasına karşı önlem alınması gerekebileceği,
  • Dava konusu projede inşaat faaliyetine ÇED gerekli değildir kararından önce başlanmış olduğunun anlaşıldığı,
  • PTD kapsamında verilen taahhütlere uyulmadığı,
  • Projenin kentin savunma bütünlüğünü oluşturan azmağa yapılan müdahalenin kentin yalnızca orijinal antik peyzajını bozmakla kalmayıp , aynı zamanda kent savunmasının bir parçası olan azmağın özeliğini yitirmesine de neden olması,
  • Projenin Arkeolojik Sit sınırına dayanan yapılaşmasının, antik kentin batıdan algısını doğal peyzajını doğrudan etkilerken,
  • Davaya konu parsellerden tarımsal açıdan önemli olan ve 5403 sayılı yasaya göre mutlak tarım arazisi olarak sınıflandırılan 6 nolu parsel içerisindeki binalar arasında tesis edilen ızgara şeklindeki kanalların dava dosyasında sunulan belgelerden DSİ taşkın koruma projesi ile ilişkisi olmadığı,

Olarak belirtilmiştir.

Cumartesi günü bu projenin açılış programında Bodrum Belediyesi’nin bir çalışanı sunuculuk yaptı. Hukuksal açıdan devam eden sürece rağmen, çevresel etkisinin büyüklüğü bilirkişi raporlarıyla tespit edilen bu projenin açılışı ise  “ doğa dostu, çevre dostu “ diye tanıtılarak AKP Muğla milletvekili, Bodrum Kaymakamı , Bodrum Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısı,  bazı CHPli Belediye Meclis Üyeleri ve forum katılımcıları ile yapıldı.

Bodrum’da Merkezi ve Yerel yönetim eliyle; “Doğanın, tarihin, kültürün umarsızca yok edilişinin taçlandırıldığı” bir gün olarak  12 Haziran’ı unutmayacağız, unutturmayacağız.

Ve merak ediyoruz acaba foruma Yurt dışından katılan katılımcılar doğa dostu, çevre dostu diye tanıtılan bu tesisin açılışını yaparlarken gerçekleri biliyorlar mıydı?

GTF ( World Tourism Forum) bildiğiniz gibi İngiltere merkezli olarak Bulut Bağcı tarafından kuruluyor ve ilk organizasyon 2015 yılında İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Bulut Bağcı organizasyonu şöyle tanıtıyor “ hem Türkiye’ye yatırım , hem iş insanlarına yatırım için yeni pazarlar. “ Şimdi Bodrum Belediye Başkanı Sayın Ahmet Aras’a soruyoruz ve kamuoyuna açıklama bekliyoruz;

  • İçinde bir otelin açılışının da yapıldığı GTF Bodrum toplantısında Belediyenin sponsorluğunun kapsamı detaylı olarak nedir?
  • GTF organizasyonu Bodrum’da ne amaçla düzenlendi, program kimlerin eseri, sürecin ve bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz.
  • 12 haziran’da Hukuksuz süreci ve işlemleri mahkeme kararı ile belirlenmiş bir otelin açılışında belediye personelinin sunuculuk yapmasına cevabınız nedir?
  • Bodrum Belediyesi’nin bu otelin açılışında Başkan, Başkan yardımcısı ve bir kısım meclis üyeleriyle yer alması, belediye personeline sunuculuk yaptırılması dikkate alındığında bu açılışta Belediye’nin böylesine bir katkı sağlamasının ve katılımının karar sürecinin detaylı olarak paylaşılmasını istiyoruz.
  • Bu otelin açılışında Bodrum Belediyesinin sponsorluğu oldu mu?

Bodrum’un ne Davos’a, Ne Maldivler’e ne de başka şehirlere benzetilmesine hiç ihtiyacı yoktur. 3000 yıldan beri süren kesintisiz yaşamı ile,  sürdürülebilir bir yaşamı merkezine almış, yaşama saygılı, doğanın, tarihin, kültürün teminatı olmuş bir Turizm kenti olması için Bodrum’u ve yaşam hakkımızı korumak ve savunmak için mücadeleye devam edeceğiz.

 Başka Bir Bodrum Yok!

Bodrum Kent Konseyi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir